3 Aralık tarihi 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Engelliler Günü” olarak, tüm dünyada yetersizliği olan bireylerin sorunlarına dikkat çekmek, bireylerin topluma kazandırılmasını desteklemek ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması amacıyla belirlenmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de 8 milyondan fazla özel gereksinimli birey vardır. Ülkemizde bu bireylerin ilkokuldan sonra okulu bırakma oranı %60, yükseköğrenimi tamamlayabilme oranları ise maalesef %6 ile sınırlıdır.
Çalışma hayatına bakıldığında ise özel sektörde 50 ve daha üzeri işçi çalıştıran işverenlerin mevcut çalışanlarının %3’ü, kamu ise %4’ü oranında kadar özel gereksinimli personel çalıştırmakla yükümlülüğü yasa ile hükme bağlanmışken, 90 bin civarında özel gereksinimli birey iş hayatında aktif rol oynamaktadır.
Kaldırımlara sarı şeritleri ekleyip, televizyon ekranlarının alt köşesinde işaret dili ile yayın yaparken, toplumun bir parçası olan özel gereksinimli bireylere karşı farkındalığımızın yeterli düzeyde olmadığını, rakamlar net bir şekilde ortaya koymaktadır.
3 Aralık Dünya Engelliler Gününde,“Herkes için eşit erişim”sağlanması için atılacak ilk adım sorunların tespiti ve çözüm önerilerinden önce toplumsal farkındalıktır.
Farkında olduğumuz sürece, fark kalmayacaktır.